ASCO 2025’ten Meme Kanserine Dair Güncel Mesajlar: Akıllı Tedaviler, Koruyucu Cerrahiler ve Umut Veren Veriler
Bu yıl Chicago’da gerçekleşen ASCO 2025, sadece onkoloji alanının değil, aynı zamanda meme kanseri tedavilerinin geleceğine yön veren kritik bir buluşma oldu. Katıldığım bu kongrede, özellikle erken evre hastalıktan metastatik evrelere kadar olan tüm sürece dair çok değerli güncellemeler paylaşıldı.
Meme kanseri yönetiminde artık daha fazla kişiselleştirilmiş, daha az yan etkiyle daha etkin sonuçlara odaklanan bir dönemin içindeyiz. Gelin birlikte, ASCO 2025’te öne çıkan başlıca gelişmelere göz atalım.
İçindekiler
- Tümörün Genetik Haritası: Tedavinin Rotasını Belirliyor
- Metastatik Hastalıkta Yeni Nesil Akıllı Moleküller Devrede
- Cerrahi Yaklaşım: Koruyucu, Fonksiyonel ve Bireyselleştirilmiş
- Adjuvan ve Neoadjuvan Tedavilerde Strateji Değişiyor
- Tedavinin Ötesinde Yaşam Kalitesi ve Destekleyici Yaklaşımlar
- Sonuç: Bilim Gelişiyor, Umut Artıyor
Tümörün Genetik Haritası: Tedavinin Rotasını Belirliyor
Bu yılın temel vurgusu şuydu: Her hasta eşsizdir ve tümörü de öyle.
Artık klasik “evreye göre tedavi” yaklaşımı yerine, tümörün genetik ve biyolojik özellikleri tedavi kararlarında ana belirleyici konumda.
- Özellikle multigenetik risk skorları (Oncotype DX, MammaPrint vb.), erken evre hormon pozitif hastalarda kemoterapi kararı verirken daha fazla önem kazandı.
- HER2 düşük (HER2-low) hastalarda trastuzumab deruxtecan gibi hedefe yönelik ilaçlar, kemoterapiye alternatif olarak öne çıkıyor.
Metastatik Hastalıkta Yeni Nesil Akıllı Moleküller Devrede
ASCO 2025’te metastatik meme kanseri yönetimine dair en dikkat çekici sunumlar;
- Antikor-ilaca konjuge tedaviler (ADC’ler),
- PARP inhibitörleri,
- Immunoterapi + kemoterapi kombinasyonları üzerineydi.
Özellikle BRCA mutasyonu taşıyan hastalarda PARP inhibitörlerinin sağkalım üzerindeki etkisi vurgulandı. Üçlü negatif tümörlerde ise PD-L1 pozitif hastalarda immünoterapiler umut verici sonuçlar sunmaya devam ediyor.
Cerrahi Yaklaşım: Koruyucu, Fonksiyonel ve Bireyselleştirilmiş
Meme cerrahisinde artık sadece tümör temizliği değil, aynı zamanda hastanın yaşam kalitesi, estetik görünümü ve fonksiyonel bütünlüğü ön planda tutuluyor.
- Meme koruyucu cerrahiler artık çok daha yaygın.
- Sentinel nod biyopsisi, aksiller diseksiyonun yerini alıyor.
- Onkoplastik cerrahiler sayesinde hem estetik hem de onkolojik başarı mümkün hale geliyor.
Cerrahların, medikal onkolog ve radyoterapistlerle birlikte karar vermesi gerektiği bir kez daha vurgulandı.
Adjuvan ve Neoadjuvan Tedavilerde Strateji Değişiyor
ASCO 2025’te paylaşılan verilerle birlikte artık bazı alt tiplerde neoadjuvan tedavi (ameliyat öncesi sistemik tedavi) adeta standart hale geldi.
- HER2 pozitif ve üçlü negatif hastalarda, tam patolojik yanıt (pCR) elde edilen olgularda daha az kapsamlı cerrahiler gündeme geliyor.
- Neoadjuvan sonrası rezidü hastalık saptanan durumlarda ise T-DM1 ve kapesitabin gibi adjuvan tedavi seçenekleri yaşam süresini artırıyor.
Tedavinin Ötesinde Yaşam Kalitesi ve Destekleyici Yaklaşımlar
Kanser tedavisi yalnızca tümörü hedeflemek değil; aynı zamanda hastanın yaşam kalitesini, psikolojik dayanıklılığını ve sosyal desteğini de güçlendirmek anlamına geliyor.
ASCO 2025’te:
- Tedaviye bağlı yorgunlukla mücadele,
- Beslenme destekleri,
- Psikolojik destek programları,
önemli birer gündem maddesiydi.
Ayrıca dijital takip uygulamaları sayesinde hastaların yan etkileri daha yakından izleniyor, gerektiğinde erken müdahale sağlanıyor.
Sonuç: Bilim Gelişiyor, Umut Artıyor
ASCO 2025 bize bir kez daha gösterdi ki, meme kanseri artık sadece evreye değil, hastanın genetik yapısına, tedaviye yanıtına ve yaşam beklentisine göre şekillenen çok yönlü bir hastalık haline geldi.
Her geçen yıl daha az yan etkiyle daha yüksek başarı oranları mümkün oluyor. Cerrahiden sistemik tedaviye, takipten destek tedavilere kadar tüm süreçte artık daha bilinçli, bireyselleştirilmiş ve hastaya özel yaklaşımlar ön planda.
Tüm bu gelişmelerin, hem hekim olarak bizleri hem de hastalarımızı daha güçlü kıldığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Sevgi ve sağlıkla,
Prof. Dr. Bülent Çitgez
