Saint Gallen 2025: Meme Kanseri Tedavisinde Yeni Yol Haritası
Her iki yılda bir düzenlenen ve meme kanseri tedavi kılavuzlarının temelini oluşturan Saint Gallen Uluslararası Meme Kanseri Uzlaşı Konferansı, 2025 yılında da tedavi stratejilerinde yeni bir dönemin kapılarını araladı. Bu yılın en çarpıcı başlıkları arasında risk-adaptif tedavi planlaması, cerrahi müdahalede minimalist yaklaşım, ve biyobelirteç tabanlı karar algoritmaları öne çıktı.
Kişiselleştirilmiş Tedavide Yeni Kriterler
2025 Saint Gallen toplantısında, “tek tip tedavi herkese uygun değildir” yaklaşımı artık standart hale geldi. Özellikle ER pozitif / HER2 negatif tümörlerde kararlar sadece tümör büyüklüğü ya da lenf nodu tutulumu ile değil, moleküler risk skorları (ör. Oncotype DX, MammaPrint, EndoPredict) ve proliferasyon belirteçleri (Ki-67, PR seviyesi) temelinde verilmeye başlandı.
Yeni Öneriler:
- Ki-67 > 30% olan ER+ hastalarda, kemoterapi önerisi daha güçlü şekilde vurgulandı.
- Genomik düşük risk taşıyan nod pozitif (1-3 lenf bezi) hastalarda, kemoterapi verilmeden sadece endokrin tedaviyle ilerlenebileceği netleşti.
Sistemik Tedavide Değişen Paradigmalar
HER2 Spektrumunda Yeni Yaklaşım:
“HER2-low” ve “HER2-ultra low” tümörlerde trastuzumab deruxtecan (T-DXd) gibi ADC’lerin (antikor ilaç konjugatları) yeri artık netleşti.
Bu alt gruptaki hastalar için artık HER2 negatif demek, “HER2 hedefli tedaviye uygun değil” anlamına gelmiyor.
ER+ / HER2- Hastalarda Yenilikler:
- Oral SERD ajanları (örneğin elacestrant) artık postmenopozal kadınlarda tamoksifen yerine güçlü bir alternatif olarak öneriliyor.
- CDK4/6 inhibitörleri için seçici kullanım öneriliyor. Her hastaya rutin verilmesi yerine, nüks riski yüksek olan hastalara yönlendiriliyor.
Cerrahide Yeni Dönem: Az Ama Öz
Saint Gallen 2025’in en çok ses getiren önerilerinden biri, cerrahinin rolünün yeniden tanımlanması oldu. Öne Çıkan Başlıklar:
🔹 “Cerrahisiz Takip” Tartışmaları:
- Neoadjuvan tedavi sonrası tam yanıt (pCR) sağlanan hastalarda, meme cerrahisi yapılmadan sadece görüntüleme + biyopsi + radyoterapi ile takip araştırmaları geniş yer buldu.
- Ancak panelistlerin çoğu, cerrahisiz takibin henüz klinik pratiğe uygun olmadığını, yalnızca klinik araştırmalarla sınırlandırılması gerektiğini vurguladı.
🔹 Sentinel Lenf Nodu Cerrahisinin Sınırları:
- Artık 1-2 pozitif sentinel lenf nodu olan hastalarda aksiller diseksiyon önerilmiyor.
- Yeni rehberlerde, klipsle işaretlenmiş nodun çıkarılması yeterli olarak değerlendiriliyor (TAD – targeted axillary dissection).
🔹 Onkoplastik Cerrahinin Yeni Standart Haline Gelmesi:
- Estetik sonuçlar, artık sadece kozmetik değil, psikososyal iyilik hali açısından da zorunlu kabul ediliyor.
- Cerrahi planlama aşamasında artık rutin olarak onkoplastik tekniklerin değerlendirilmesi öneriliyor.
Teknoloji ve Yapay Zeka Entegrasyonu
Saint Gallen 2025, yapay zekânın meme kanseri yönetiminde aktif rol alacağı bir dönemi de müjdeledi.
- Dijital patoloji ile lenf nodu metastazı tespiti,
- AI destekli nüks riski tahmini,
- Tedaviye yanıtı öngören biyomarker analiz algoritmaları,
- Cerrahi sınırların dijital planlaması gibi uygulamalar artık birçok merkezde kullanılabilir durumda.
“Az Tedavi, Daha Az Yan Etki” Felsefesi Güçleniyor
Konferans boyunca yapılan en net vurgu, gereksiz tedavilerin önlenmesi üzerineydi.
- Her kemoterapi ya da her cerrahi, artık sadece tümörün biyolojisine değil, hastanın yaşam kalitesine etkisiyle birlikte değerlendiriliyor.
- Tedavi süresinin ve yoğunluğunun, hastanın genetik, biyolojik ve sosyal özelliklerine göre ayarlanması öneriliyor.
Sonuç: Tedavi, Artık Daha Akıllı ve Bireysel
Saint Gallen 2025, meme kanseri tedavisinin artık bir “şablon” değil, kişiye özel bir strateji ile planlandığını çok net biçimde ortaya koydu. Cerrahi müdahaleler daha az invaziv hale gelirken, sistemik tedaviler daha hassas ve hedefli hale geliyor.
Multidisipliner ekipler, yeni dönemin en güçlü yapıtaşı olmaya devam edecek.
Meme kanseri tedavisinde artık sadece “hayatı uzatmak” değil, yaşam kalitesini koruyarak hastayı bütüncül olarak iyileştirmek hedefleniyor.